"Benim Eşim", eşleştirme arzusunun ortaya çıkardığı insanın kırılganlığını ve içgüdülerini sergileyen, toplumsal bir deney belgeseli gibidir.
İnsanlar kendilerini nesnel bir şekilde görmekten acizdir ve başkalarını nesnel olarak gözlemleyip buna göre davranmak önemlidir.
Schopenhauer'ın tavsiyelerine uygun olarak, doğuştan gelen karakteri kolayca değiştirmek mümkün olmadığı için gereksiz beklentilerden vazgeçip karşıdakini olduğu gibi kabul etmek gerekir.
Tür olarak yayınlara baktığımda belgesel ve romantik komediyi severim. Belgesel izlemeyi sevdiğim için History, National Geographic ve Discovery Channel'ı sık sık izlerim.
UFC'yi de sık sık izlerim.
Fakat...
Neden 'Benim Beğenim'i (나는 솔로) seviyorum? 'Benim Beğenim' (나는 솔로), yayın kuruluşu sınıflandırmasına göre eğlence programı olmasına rağmen... aslında bir belgeseldir.
Sosyal bir deney belgeselidir.
İnsanın en büyük arzusu olan eşleşme arzusunu temel alan bir yarışmada, insanın zayıflığını gösteren bir belgeseldir.
Burada, vazgeçilemez arzuları için rekabet eden insanın gerçek hali ve içgüdüsü olduğu gibi ortaya çıkıyor. Bu yüzden insanı anlamak için en iyi belgesel yayın, 'Benim Beğenim' (나는 솔로) diye düşünüyorum, hayal kuruyorum.
'Benim Beğenim' (나는 솔로) yayınını izlerken aklıma şu düşünce geliyor.
"Dunya geniş, deli çok" ㅎ
Ben de belki bir başkası için deli olabilir miydim? Böyle bir düşünceye kapılıyorum. ㅎ
İnsan, körü körüne bir hayatta kalma makinesidir, bu yüzden her zaman kendi haklı olduğuna inanması kolaydır ve kendini nesnel bir şekilde görmesi gerçekten zordur.
Tüm vatandaşlar 'Benim Beğenim'e (나는 솔로) katılsaydı ve bir kereliğine kendilerini nesnel olarak değerlendirme fırsatı bulsalardı, yaşadığımız dünya biraz daha iyi bir dünya olabilirdi diye hayal kuruyorum... ㅎ
"Başkalarını değişmeyen mineral örnekleri gibi gözlemleyin, insanların karakterini mineral sınıflandırması gibi sınıflandırın ve ona göre davranın."
İnsanlar, ölene kadar değişmesi zor olan bir karakterle doğdukları için, boşuna beklentilere girmek yerine ona göre davranın diye Schopenhauer tavsiye etmişti.
Doğru söz.
Doğduğunuz halinizi aşabilen insanlar aslında azdır...